Sanat tarihinde eşsiz bir yere sahip olan Mona Lisa, İtalyan Rönesans döneminin ünlü ressamı Leonardo da Vinci’nin en bilinen eserlerinden biridir. Ancak, tablo sadece sanatsal değeriyle değil, tarihi boyunca yaşadığı ilginç olaylarla da dikkat çekmiştir. 20. yüzyılın başlarında yaşanan çalınma ve kaybolma hikayesi, Mona Lisa’nın popülerliği ve etkisiyle örtüşen ilginç bir anekdot sunar.
1911 yılında Paris’in ünlü Louvre Müzesi’nde sergilenen Mona Lisa, tarihi anlamı ve estetik değeri nedeniyle büyük bir ziyaretçi akınına uğruyordu. Ancak, bu popülerlik aynı zamanda tabloyu hırsızların dikkatini çektiği bir ortam yaratmıştı. Tablonun çalınması, sanat dünyasını sarsan ve dünya genelinde büyük ilgi uyandıran bir olaya dönüştü.
Vincenzo Peruggia adlı bir ressam, Louvre Müzesi’nde çalışan bir personel olarak tabloyu çalmak için fırsat kollamıştı. Peruggia, müze personeli olarak sahip olduğu avantajı kullanarak tabloyu çalarak İtalya’ya kaçtı. Ardından, tabloyu ulusal bir hazine olarak İtalya’ya iade etmek istediğini iddia etti. Bu, çalınma olayını sadece bir hırsızlıktan ziyade, ulusal bir kahramanlık eylemi olarak sunma çabasının bir parçasıydı.
Tablo, Peruggia’nın çalmasının ardından iki yıl boyunca kayıp olarak kaldı. Bu süre zarfında, tablonun akıbeti ve nerede olduğu konusunda büyük bir merak ve endişe vardı. Sonunda, 1913 yılında İtalya’da Peruggia’nın yakalanmasıyla birlikte tablo bulundu ve tekrar Louvre Müzesi’ne getirildi. Ancak, hikaye burada sona ermedi.
Daha sonraki yıllarda, 20. yüzyılın başlarında, Mona Lisa’nın tekrar çalındığı iddiaları ortaya atıldı. Bu kez, tablonun gerçekten çalınıp çalınmadığı veya bir tür kopyasının sergilendiği konusunda spekülasyonlar yayıldı. Bu iddialar, Mona Lisa’nın çalınma ve kaybolma hikayesinin üzerine gizemli bir perde daha ekledi. Bazıları, tablonun aslıyla değiştirildiğini veya taklit bir versiyonunun sergilendiğini iddia etti. Ancak, bu konu hala kesin bir şekilde aydınlatılamamış durumda ve Mona Lisa’nın bu dönemdeki akıbeti tam olarak net değil.
Mona Lisa’nın tarihi boyunca yaşadığı bu ilginç olaylar, eserin popülerliğini ve etkisini yansıtan önemli anekdotlar olarak sanat ve tarih kitaplarında kendine yer bulmuştur. Tablonun çalınması ve gizemli kayboluşu, sadece sanat dünyasının değil, aynı zamanda geniş bir kitleyi etkileyen unutulmaz bir hikayeye dönüşmüştür. Mona Lisa’nın çalınma ve kaybolma olayları, onun sadece bir tablo olmanın ötesinde, insanların hayatlarına dokunan bir sembol haline gelmesini sağlamıştır.